Bakan Özhaseki: “Kentsel dönüşümü kendisine iş edinen bir tane CHP’li belediye başkanı görmedim”
“Cumhuriyet Halk Partililer yapmış olduğu bir belediyecilik; yapmadığı halde yapıyormuş gibi göstermek”
“Hangi partiden gelirse gelsin sonuna kadar kapı açık”
Bakan Özhaseki, “Vallahi heykel dikmek de kolay” diyerek Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirdi
ESKİŞEHİR – Eskişehir’e birtakım ziyaretler için gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Ben şu ana kadar kentsel dönüşümü kendisine iş edinen bir tane CHP’li belediye başkanı görmedim” dedi.
İlk durağı Eskişehir Valiliği olan Bakan Özhaseki’yi Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy karşıladı. Burada günün anısına Valilik Şeref Defterini imzalayan Özhaseki, basına kapalı bir şekilde Vali Aksoy ile görüştü.
Daha sonra AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı binasına geçen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, partililerle bir araya geldi. Toplantıya AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan ve AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nebi Hatipoğlu katıldı.
“Türkiye bir deprem ülkesidir nokta”
Düzenlenen toplantıda, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunun altını çizen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, “Üzerinde yaşadığımız bu güzel Anadolu coğrafyası dünyanın en eski yerleşim yeri olarak bilinir. Kadim şehirlerimiz var, cennet gibi bir vatana sahibiz. Ama iki tane de dezavantajımız var. Birisi yerin altındaki fitne odakları bitmek bilmez. Dışarıdan tahrik ederler Bunlara destek verenler aynıdır. İstekleri de aynıdır. PKK’dan IŞİD’e FETÖ’sünden DHKP-C’sine uzun bir yelpazede bir sürü bela örgüt bu milleti bölmek için her şeyi yaparlar. Zayıflatmak için her şeyi yaparlar. Kardeş kavgası, kardeş kanı dökülsün diye her şey dikkat edin destekleyenler hep aynıdır bunlar hiç değişmez. Mevzumuz olmadığı için ben burayı kısa geçiyorum. Ama ikinci bir özelliğimiz daha var bu coğrafyanın o da depremselliği. Değerli arkadaşlar şunu herkes bilsin ve unutmasın. Türkiye bir deprem ülkesidir nokta. Himalayalardan Alplere doğru uzanan hat üzerinde en riskli beş tane ülke var, birisi Türkiye. Tüm bilim adamları böyle söylüyor. Ana karamızda ve denizlerimizde 6 ve üzerinde şiddette yıkıcı deprem sayısı son yüzyılda 231. Yani her sene iki veya üç tane deprem oluyor. Şu anda hareketli 500’e yakın fay hattı var. Hiç kimse ben emin yerdeyim. Bana bir şey olmaz asla demesin. Süresi var, zamanı var hareketli olan fay hattı bir gün gelir, orayı da vurur. Peki ne yapmak lazım. Bütün dünyada bunun bir tek çözümü bulunmuş, kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm olmadan bu iş olmaz” dedi.
“Partisine bakmıyoruz. A, B, C, D, hangi partiden gelirse gelsin sonuna kadar kapı açık”
Depremden en az hasarla çıkmanın tek yolunun Kentsel Dönüşüm olduğunun altını çizen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, şöyle devam etti:
“Kentsel dönüşümün 3 tane ayağı var. Birisi bakanlık, birisi belediye, birisi de vatandaş. Biz bakanlık olarak müthiş bir mücadele içerisindeyiz Bakan olarak adeta ben şehirlere gidip tek tek rica ediyorum, yalvarıyorum. Beraber çalışalım vatandaşlarımızı güvenli konutlarda oturtalım diye. Yasalar çıkarıyoruz, bütçeler ayırıyoruz. En son sıkıntı duyduğumuz bazı yasaları değiştirerek yeni yasaları da çıkardık biz hazırız. Gelenin de asla partisine bakmıyoruz. A, B, C, D, hangi partiden gelirse gelsin sonuna kadar kapı açık. Net olarak söylüyorum. Peki. İkinci ayağında bu işin belediye var. Burada bir tek AK Partili belediyeler gayret ediyor. Ben şu ana kadar kentsel dönüşümü kendisine iş edinen bir tane CHP’li belediye başkanı görmedim. Öğrenmişler papağan gibi bir kelam, artık mide dönüyor bunu duymaktan; ‘Bizler kentsel dönüşüme karşı değiliz. Rantsal dönüşüme karşıyız’. Kardeşim ne olur rantsal dönüşüm yapmayın. Ayıp bir şeydir rantsal dönüşüm zaten. Ne demek? Çirkinleşmeyin. Kentsel dönüşüm yapın. Hadi Allah rızası için bir tane kentsel dönüşüm yap. Yok neden zor bir iş. Vatandaşla tek tek görüşeceksiniz gönlünü edeceksiniz. İşin planlama safhasına geçeceksiniz. Gelip bakanlığa diyeceksiniz ki hadi gelin elinizdeki imkanları bizimle paylaşın, biz hazırız. Sonra gelip orada tek tek boşaltıp biz kiralarını vereceğiz vatandaşın ev yapılana kadar. İşe başlayacaksınız.”
“Şu insanları makul bir şekilde evlerinde oturmak hakları yok mu kardeşim?”
“Vallahi heykel dikmek de kolay” diyerek Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni eleştiren Özhaseki, “Dışarıda tabii sanatçı çağırmak çok kolay hele hele yandaş sanatçıları çağırmak. Yandaş gazeteciler çağırıp onlara para verip konuşturmak da kolay. Vallahi heykel dikmek de kolay. Karşı olduğum için söylemiyorum. Lütfen yanlış anlamayın. Sanata niye karşı olalım? Resme, heykele, müziğe niye karşı olalım? Asla böyle bir şey olamaz ama bir belediye başkanı eğer vicdan huzuru içerisinde kenara çekilecekse önce şu vicdanına bir sorsun yalnız kaldığında; ‘Deprem geldiğinde yıkılacak binlerce ev var. Ben ne yaptım dedim. Hangisini dönüştürdüm? Hastanesini dönüştürdüm. Ne yazık ki yine üzülerek söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yapmadığı gibi bu tür işleri bir başka özelliği daha var; dava açmak, işi engellemek. Hastaneye başlıyorsun, dava açıyorlar, okula başlıyorsunuz, dava açıyorlar, TOKİ konut yapacak, dava açıyorlar. ‘Yahu yapmayın’ diyorsunuz. ‘Dava açmak benim anayasal hakkım’ diyor. Neredeyse senelerce süründürdüler. Sizin dava açma hakkı diyerek istismar ettiğiniz konu anayasal bir hak da şu insanları makul bir şekilde evlerinde oturmak hakları yok mu kardeşim? Binlerce emekli dışarıda mağdur vaziyette evinden dışında bu insanların yaşam hakkı yok mu? Depreme karşı güvenli evlerde oturma hakkı yok mu? Ne yazık ki bu belediyelerin böyle dava açıp engellemek için bir gayret içerisinde olduğunu görüyoruz. Bütün dünyayı herkes geziyor. Naçizane ben de az çok gezmiş görmüş bir kardeşinizim. Hayırlı bir iş olduğunda milli bir mesele olduğunda oradaki partilerin hep bir araya geldiklerine ben şahidim. Fakat bizdeki muhalefet ne hikmetse milli meselelerle karşı çıkıyor. Hayırlı bir iş olduğunda yine karşı çıkıyor, yine dava açıyor. Sonra da bir algı operasyonu çekiyorlar. Son dönemde böyle bir moda başladı. Benim anlayamayacağım bir şey. 20 küsur sene belediye başkanlığı yaptım. Bu işin de bir usulü vardır. Fakat son dönemde Cumhuriyet Halk Partililer yapmış olduğu bir belediyecilik; yapmadığı halde yapıyormuş gibi göstermek” diye konuştu.
“Karıştırmak için yaptık bir numara olduğunu biz çok iyi görüyoruz”
“TOKİ mağdurları falan diye bir platform oluşturup bir şeyler söyleyenler oluyor. Bunların da çok zorlama, muhalefetin tahrikleriyle kendi yandaşlarını ortaya dökerek seçim öncesinde mide bulandırmak için ortalığı biraz daha tozumana karıştırmak için yaptık bir numara olduğunu biz çok iyi görüyoruz” ifadelerini kullanan Bakan Özhaseki, “Kimleri nasıl çağırdıklarını, oraya getirdikleri insanlara neler teklif ettiklerini, neler söylediklerini çok çok iyi biliyoruz. Ama buraları geçtik. Böyle bir mağduriyet var mı, yok mu? Buna bakmak lazım. Doğru, zamanında önce KDV, sosyal için yüzde 1 iken 146 metrenin altı sonradan yüzde 10’a kadar yükselmiş. Bu konuda zaten Bakanlar Kurulu’nda da ben gündem ettim. Maliye ekibi çalışıyorlar. İnşallah oradan müjdeli bir haber çıkar diye ümit ediyorum o ayrı bir şey. Fakat şu anda TOKİ’nin Türkiye üzerinde inşaatını devam ettirdiği ortalama söylüyorum. 175 bin civarında konut var arkadaşlar. Bunlar 165 bini ev sahibi olurken vatandaşlarımız 2 bin küsur liradan 4 bin liraya kadar taksit ediyorlar arkadaşlar. Yani yüzde 95’i neredeyse 2 bin 300 yüz lirayla 4 bin lira arasında taksit ödeyerek ev sahibi oluyorlar. Herkes elini vicdanına koysun, dünyanın neresinde asgari ücretin 4’te biriyle, 5’te biriyle ev sahibi olunan bir ülke var. İkincisi geriye kalan 10-12 bin dilimi ise son dönemde başlayan biraz metrekareleri büyük olan 8 bin liraya kadar olan bir bölüm var. Bir de 12 bin liraya kadar bölümü olan var. Yani 10-12 bin tane konutun da taksitleri bir grubu 8 bin liraya kadar, 6, 7, 8 bin lira gibi biraz daha büyük metrajlı olanlar da 12 bin liraya kadar var. Bunlar da en son dönemdeki başlayanlar ve yapılanlar. Böyle olmasına rağmen yani Türkiye’deki asgari ücretin yarısı gibi bazen dörtte bir gibi, bazen dörtte üçü gibi bir rakamla çok şükür binlerce insan ev sahibi olabiliyor. Biz bunları devam ettireceğiz. Daha çok yapacağız, daha çok vereceğiz, daha düşük fiyatlarla, daha uzun vadelerde kiranın bile yarısı gibi bir fiyatla inşallah ev sahibi yapmaya gayret edeceğiz. Mağduriyet olan arkadaşlarımız da her zaman gelebilirler, bizimle görüşebilirler ki burada da arkadaşlarımız davet ettik. Biraz sonra oturacağız. Onlarla da görüşeceğiz. Her ne ise mağduriyet onu da çözeceğiz, bu da bizim işimiz” ifadelerini kullandı.